20 Eylül 2011 Salı

Din üzerine 4 isimden 4 görüş

İslam'ın toplumumuzda bin yıllık bir tarihi var, ama insanlarımız İslamı da diğer dinleri de bilmiyor. Toplumumuzun bin yılını etkileyen bir ideoloji aslında çok yüzeysel tanınıyor. Toplumumuzun bilincine ancak kalıplarla, törensel davranış biçimleriyle sokuşturulmuş bir İslam var. Tartışılamayan bir ideoloji dolayısıyla öğrenilemiyor da. İslam yüzyıllar boyunca feodal hakim sınıflar içinde, ulema arasında, medreselerde dar bir çevre içinde sıkışmış kalmış. Geniş halk kitleleri ise, İslam'ı o Arapça duaları anladığı kadar öğrenmiş, yani öğrenememiş.

Doğu Perinçek

Ortadoğu'nun tek tanrılı dinleri olan Musevilik, Hristiyanlık ve İslamiyet'e baktığımız zaman, ortak bir payda saptıyoruz. Her üç din de belli tarihsel dönemlerde, birbirine yakın mekanlarda, belli toplumların sınıflara bölünmesine, özel mülkiyeti kurumlaştırmalarına, ticaretin ve meta ekonomisinin gelişeceği bir düzeni gerçekleştirmelerine yönelik ideolojik iklimi yaratmışlardır.

Daha güzel bir dünyanın, daha özgürlüklü dünya olmadan gerçekleşemeyeceği açık. Daha özgürlüklü bir dünyanın kurulabilmesi için de tabuların yıkılması gerekli. Her türlü tabu yıkılmalı. En başta da dinlerden ve inançlardan kaynağını alan tabular. Özgürlükleri bağlayan her türlü zincir kırılmalı.

Akıl ve bilim, aydınlık kesimdedir. Din ve imansa karanlık kesimde. Aklın ve bilimin ölçüleri bellidir, gözlem vardır, deney vardır, nesnellik vardır. Yolu ışıklandıran da bunlar. Din ve imandaysa bunlar yoktur Karanlığı da bundan.

Turan Dursun

Nerede ki akıl özgürdür ve egemendir, orada din adamına yer yoktur.

Voltaire (18.yy)

Gerçeklere din kitaplarıyla değil akıl yolu ile erişilebilir; din verilerini akılcı temele dayatmak gerekir. Ancak bu suretledir ki, din kitaplarındaki akla ve vicdana aykırı hükümler giderilebilir. Tüm insanlar arası sevgiyi ve kardeşliği sağlayabilmek için "korkutucu ve keyfi" Tanrı fikri yerine "iyilik Tanrısı" fikrini yerleştirmek gerekir.

Abelard (12.yy)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder